İş dünyası yeni bir büyüme hikayesi için yeni yapısal reformlar istedi
TOBB’un 71’inci Mali Genel Kurulu BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu, MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Vural ve TOBB delegelerinin katılımıyla gerçekleÅŸtirildi. TOBB BaÅŸkanı M. Rifat HisarcıklıoÄŸlu, iÅŸ dünyasının yeni bir büyüme hikayesi yazmak istediÄŸini bunun için de siyasilerden yeni yapısal reformların elbirliÄŸiyle ve hızla hayata geçirilmesini istediklerini vurguladı.​
HisarcıklıoÄŸlu, “2015 seçimleri Türkiye’nin yeniden ayaÄŸa kalkması için milat olmalı. Haziran’dan sonra önümüzde seçimsiz bir 4 yıl var. Bu fırsatı mutlaka deÄŸerlendirmeliyiz. Bu dönem sert tartışmaların geride kaldığı, güçlü reformların dönemi olmalı. Daha özgür ve daha zengin Türkiye için adımlarımızı hızlandırmalıyız” dedi.
Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı olduÄŸunu ifade eden HisarcıklıoÄŸlu, “Yeniden bir yapısal reform gündemi oluÅŸturarak, yeni bir büyüme hikâyesi yazmalıyız. Firmalarımızın yaÅŸadığı çeÅŸitli sıkıntılara hızlı çözümler üretmeliyiz” diye konuÅŸtu.
HisarcıklıoÄŸlu Genel Kurul’da ÅŸöyle konuÅŸtu:
“Sayın Genel Kurul BaÅŸkanım ve Konsey BaÅŸkanlarım, sayın BaÅŸbakanım, Cumhuriyet Halk Partisi’nin sayın Genel BaÅŸkanı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin sayın temsilcisi, Kıymetli Bakanlar, Milletvekilleri ve Bürokratlar, Odalarımızın, Borsalarımızın, Kadın ve Genç GiriÅŸimci Kurullarımızın BaÅŸkanları, Meclis BaÅŸkanları, Genel Kurul delegeleri, dünyanın dört bir tarafından gelen Türkçe konuÅŸan giriÅŸimcilerimiz, basınımızın seçkin mensupları, deÄŸerli mesai arkadaÅŸlarım, sizleri, ÅŸahsım ve TOBB Yönetim Kurulu adına gönül dolusu muhabbetle selamlıyorum. HoÅŸ geldiniz. Bizlere ÅŸeref verdiniz.
GördüÄŸünüz gibi bu sene genel kurulumuzun teması Çanakkale Zaferi. Zira tarihi deÄŸiÅŸtiren Çanakkale destanının 100. yılındayız.Çanakkale; Milli Mücadele ruhunun ve kadrosunun doÄŸduÄŸu yerdir. Çanakkale; Türk milletinin diriliÅŸidir, yeni Türkiye Cumhuriyetinin de önsözüdür. Çanakkale; bu necip milletin dünyaya, savaÅŸta bile ahlakın olduÄŸunu öÄŸrettiÄŸi yerdir. Anadolu’nun evlatları hem savaÅŸtılar, hem insanlığı, hem de erdemi öÄŸrettiler. Süngüleri sanki kalemdi. Düvel-i muazzama'ya savaşın bile onuru olduÄŸunu, hece hece gösterdiler.Biz Çanakkale’de bir nesli feda ettik. Ä°stanbul, Kayseri, Konya, Sivas, Tokat ve daha pek çok ilden lise öÄŸrencileri, gönüllü olarak cepheye gitti ve ÅŸehit düÅŸtü.
Mehmet Akif ne güzel söylemiÅŸ;
Åžu BoÄŸaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eÅŸi? En kesif orduların yükleniyor dördü beÅŸi.
Bomba ÅŸimÅŸekleri, beyninden inip her siperin; Sönüyor göÄŸsünün üstünde o aslan neferin.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiÅŸ gerçek: Ä°ÅŸte çiÄŸnetmedi namusunu, çiÄŸnetmeyecek.
Åžimdi; “ÅŸehitlerimize layık birer evlat mıyız?” diye kendimize sormalıyız. Biz, onların sayesinde bugün buradayız. Bu bilinci yaÅŸattığımız ve yaÅŸadığımız sürece varlığımız ilelebet devam edecek.Varlığımızı borçlu olduÄŸumuz Çanakkale Müstahkem Mevkii Kumandanı ve “18 Mart kahramanı” Cevat PaÅŸa'yı, Çanakkale'de ve sonra Milli Mücadele'de canlarını ortaya koyarak bize bu vatanı kazandıran, baÅŸta “Anafartalar kahramanı” Mustafa Kemal olmak üzere, Fevzi Çakmak’ı, Kazım ve Fahrettin PaÅŸaları, Nusrat’ın kaptanı Tophaneli Hakkı Yüzbaşı’yı, Seyit Onbaşı’yı ve kahraman MehmetçiÄŸi rahmetle, saygıyla anıyoruz. Ruhları ÅŸad olsun.
Bu vesileyle, yine buradan özellikle vurgulamak isterim ki, sözde Ermeni soykırımı konusunda Avrupa Parlamentosu'nun ve diÄŸer bazı ülkelerin aldıkları kararları üzüntüyle karşılıyorum.Bilim adamlarına, tarihçilere, arÅŸivlere aldırmadan, siyasal kararlarla tarih yazılmasını Türk iÅŸ alemi olarak kabul etmiyoruz. Siyasetçiler tarih yazamaz, tarihin hakemliÄŸini yapamaz. Siyaset, tarihin yeniden yazılmasıyla deÄŸil, geleceÄŸin inÅŸasıyla ilgilenmelidir.Buradan söylüyorum! Hiç kimse tarihi, kendi siyasetine alet etmesin! Böyle davranan siyasetçilere sesleniyorum! Çekin ellerinizi tarihin yakasından!
Dün sayın CumhurbaÅŸkanımız, hizmet ÅŸeref belgesi ödül törenimize katılarak, bizleri onurlandırdı. Camiamıza destek ve moral verdi.Bugün de BaÅŸbakanımızı, CHP’nin genel baÅŸkanını, MHP’nin grup baÅŸkan vekilini ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. BaÅŸbakanımız sadece son 1 ay içinde, üçüncü defa TOBB’ne geldi. Nisan ayında, kendisinin baÅŸkanlığında, bütün ÅŸehirlerin ekonomik sorunlarının masaya yatırıldığı tek platform olan, Türkiye Ticaret ve Sanayi Åžurası’nı yaptık.Ardından 60 sektörün bir araya geldiÄŸi tek platform olan, Türkiye Sektörel Ekonomi Åžurası’nı yine birlikte gerçekleÅŸtirdik. BaÅŸbakanımız daha bu toplantılar esnasında getirdiÄŸi çözümlerle, icracı ve çözüm odaklı yönetim anlayışını bizlere gösterdi.Åžura'da, özel sektör ile kamu arasındaki istiÅŸarenin arttırılması için çok önemli bir adım attı. ESDK’nın canlandırılması müjdesini verdi. TeÅŸekkür ediyoruz!
Aynı ÅŸekilde, 25 alanda açıklanmış olan eylem planlarını da, ülkemizin geleceÄŸi açısından çok önemsiyoruz.Ülke olarak kendi içimize odaklandığımız bu günlerde, biraz kafayı kaldırıp, dünya geneline bakmanın önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. 2015, küresel ekonomide sürprizlerle dolu bir yıl olacak. ABD, Avrupa, Rusya ve Çin ekonomileri dalgalı bir seyir izliyor.Ancak özellikle Avrupa ekonomilerinde canlanma devam ederse, Türkiye olumlu etkilenecek.
2015 öncesinde, geliÅŸen ekonomiler hızlı büyürken, geliÅŸmiÅŸ ekonomiler yavaÅŸ gitmekteydi.Bu yılsa, Hindistan hariç, tüm geliÅŸen ekonomilerin yavaÅŸlamakta olduÄŸunu görüyoruz. Dünya üretiminin yüzde 85’ini yapan 20 büyük ekonomi, 2014 yılında yüzde 3,4 büyümüÅŸtü. Bu yıl bu oranın gerilemesi söz konusu.GeliÅŸen ülkelerse geçen sene ortalama yüzde 4,5 büyümüÅŸtü. Bu seneki beklenti yüzde 4 civarında. Petrol fiyatlarının son dönemde artmasıyla Rusya ekonomisindeki daralma sınırlandı. Yine de bu yıl için küçülme yaÅŸayacaklar.
Özetle dünyada bir toparlanma var, ama yetersiz. Hepimiz için söylüyorum! Sürprizlere hazır olup, risklerden uzak durmakta fayda var.Ülkemize baktığımızda bizim dünya genelinden, 2 kat daha tedbirli ve dikkatli olmamız gerektiÄŸini görüyoruz. Zira dünyadaki belli baÅŸlı jeopolitik risklerin tamamı, bizim çevremizdeki coÄŸrafyada yaÅŸanıyor.DüÅŸen petrol fiyatları dış ticaret açığımızı olumlu etkilerken, ihracat, turizm, yatırım ve uluslararası müteahhitlik iÅŸlerimizi kısıtlıyor. Öncü göstergelerin çoÄŸu, büyümede zayıf bir görünüme iÅŸaret ediyor.
Ä°ç piyasada hem iÅŸler durgun, hem de tahsilatta, özellikle de çek’lerde giderek artan ölçüde sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları aÅŸmak için büyüme temposunu mutlaka artırmalıyız.Yılın ikinci yarısında, hem seçim döneminin geride kalması, hem de Avrupa’nın canlanmasıyla, iç piyasa ve ihracatın daha olumlu seyretmesini ve büyümenin hızlanmasını umuyoruz. Özetle 2015, düÅŸe kalka yol alacağımız bir yıl olacak.
2015 yılının bizler için ayrı bir önemi daha var. Türkiye bu sene G20’nin dönem baÅŸkanı. Hükümetimizin verdiÄŸi görevle, camiamız adına ben de, G20’nin iÅŸ dünyası kanadı olan B20’nin dönem baÅŸkanlığını yürütüyorum.Çok ilginç bir zamandan geçiyoruz. Günümüzde pek çok küresel sorunla yüzleÅŸmek zorundayız. Bu küresel sorunların çözümü için de, küresel bir koordinasyon yapısına ihtiyacımız var. Ä°ÅŸte G20 bu yüzden çok önemli. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki; küresel sorunlarımıza, küresel çözümleri, ancak G20’de bulabiliriz. Ve G20 liderlerini etkileyebilecek, küresel gündemi yönlendirebilecek çok önemli bir fırsat önümüzde.Maç bu sene bizim sahamızda oynanıyor. Küresel ekonominin kuralları, Türkiye’nin liderliÄŸinde kurgulanıyor. Bu zamana kadar B20’de çokuluslu dev ÅŸirketlerin patronları ya da patron kulüpleri baÅŸkan olmuÅŸtu. Ama bu sene ilk defa iÅŸ dünyasının tüm kesimlerini temsil eden bir Oda camiası, yani bizler B20’ye baÅŸkanlık ediyoruz. Bu aslında camiamızın ne kadar güçlü bir küresel aktör olduÄŸunun da, en önemli göstergesi.Görevi devralınca hemen kolları sıvadık ve çalışmalara baÅŸladık. Sadece 250-300 dev ÅŸirketin yer aldığı B20’yi, yaklaşık 1000 küresel ÅŸirketlik büyük bir aÄŸa dönüÅŸtürdük. Çalışmalarımızı sadece Türkiye ile de sınırlandırmadık. Hem Türkiye’yi, hem de B20’yi anlatmak için 5 kıtada, 12 büyük toplantı organize ettik.Bunların 5’ini tamamladık. Toplamda 158 bin kilometre yol yaptık. Yani dünyanın etrafını 4 kez dolandık. Ä°ÅŸ dünyası liderleriyle bir araya geldik. Devler kulübü olan B20’yi hükümetimizin sahiplenmesiyle KOBÄ°’lere açtık. Hem G20’de, hem de B20’de “KOBÄ°’ler nasıl büyür”, “büyük ÅŸirketlerle nasıl ortaklılar kurar” meselesini gündemin ana maddesi haline getirdik.
Bununla da kalmayıp, bir ilki gerçekleÅŸtirdik. Milletlerarası Ticaret Odası ICC ile birlikte Dünya KOBÄ° Forumu’nun kuruluÅŸ çalışmalarını baÅŸlattık.KOBÄ°’lerin sorunlarını sahiplenecek, bu sorunları çözecek, KOBÄ°’ler için lobi yapacak, KOBÄ°’lerin hamisi olacak uluslararası bir kurum oluÅŸturuyoruz. Bu giriÅŸimimiz tüm G20 hükümetlerinden, Dünya Bankası’ndan ve OECD’den destek buldu. Bu çalışmalarımızda hep bizlerin yanında olan, destek veren BaÅŸbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan’a teÅŸekkürlerimi sunmak istiyorum.Bu süreçte Sayın Babacan’ın tüm dünyanın, G20 hükümetlerinin ve özellikle küresel finans çevrelerinin ne kadar takdirini kazandığına bir kez daha ÅŸahit oldum ve ülkem adına gurur duydum. Altı ay önce “Türkiye G20 dönem baÅŸkanlığında varlık gösteremez” diyorlardı. Ama bugün hem G20’de Türkiye’nin, hem de B20’de Türk iÅŸ dünyasının gündemi nasıl belirleyeceÄŸini herkese gösterdik.
TOBB Genel Kurullarında geleneksel olarak kendi muhasebemizi yaparız. Bu nedenle geçtiÄŸimiz genel kuruldan bugüne yaptıklarımızın bir kısmına deÄŸinmek istiyorum. Öncelikle yerel kalkınmaya odaklandık. Bunun için de Odalarımızın ve Borsalarımızın hizmet kapasitesini artırdık.
·Dünya standartlarında hizmet veren, yani 5 yıldızlı Oda-Borsa sayımızı 191’e çıkardık.
·Bu yıl 41 Oda ve Borsamız daha akreditasyon sürecine girdi. Böylece dünya standartlarında hizmet veren Oda-Borsa sayısı 232’ye ulaÅŸacak.
·Oda ve Borsalarımızın Avrupa BirliÄŸi, Kalkınma Ajansları ile yaptıkları toplam proje sayısı 1.158, ÅŸehirlerine kazandırdıkları hibe kaynak miktarı 706 milyon lira oldu.
·Çay, zeytinyağı, buÄŸday, un, pestisit ve aflatoksinde akredite laboratuvarlarımız dünyaya referans oldu.
·Oda ve Borsalarımız, yerel kalkınmada öncü olsun istiyoruz. Ülke ve dünya ekonomisini daha yakından takip edebilmeleri ve proje yapma kapasitelerini daha da artırmak için illerimize Akademik Danışmanlar atadık.
·Oda ve Borsalarımızdaki hizmet anlayışını güçlendirmek için Bilgilendirme Seminerleri baÅŸlattık. Yaklaşık 5 bin meclis üyemize 3’er günlük seminerler verdik.
Biz hizmet için buradayız, hizmet için varız. Hizmete de devam edeceÄŸiz.
Öncelik verdiÄŸimiz ikinci konu, Türkiye’nin zenginleÅŸmesi için giriÅŸimci sayısının ve kapasitesinin artırılması.
·GiriÅŸimcilik konusunda hiç mütevazi olmayacağım. Attığımız tohum meyvesini verdi.
·Türkiye’nin gündemine giriÅŸimciliÄŸi sokmak için kurduÄŸumuz Kadın ve Genç GiriÅŸimci Kurullarımız, geçtiÄŸimiz yıl 1,300 faaliyet gerçekleÅŸtirdi.
·GiriÅŸimci kurullarımız, tüm illerde giriÅŸimcilik eÄŸitimi vermeye baÅŸladılar.
·GiriÅŸimci olmak isteyen yeni nesille, baÅŸarılı giriÅŸimcileri bir araya getirmek, böylece destek vermek üzere, G3 Forumu’nu hayata geçirdik ve Anadolu’ya yaymaya baÅŸladık.
·Her yıl yaptığımız “Türkiye 100” projesi kapsamında, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 ÅŸirketini belirliyoruz.
·Gelecek vadeden bu ÅŸirketleri, Amerika’da kendi sektörlerindeki ÅŸirketlerle bir araya getiriyor, dünyaya açılmalarını kolaylaÅŸtırıyoruz.
·Gençlerimizin iÅŸ kurması için TOBB ETÜ bünyesinde Garaj Ä°nkübasyon Merkezi’ni kurduk
·Balkanlar, OrtadoÄŸu, Kuzey Afrika, Kırım, Orta Asya’daki Türkçe konuÅŸan giriÅŸimciler için uyguladığımız “Türkçe KonuÅŸan GiriÅŸimciler” Programının 18. sini baÅŸlattık.
·Çünkü bu coÄŸrafyalarda, kendi dilimizle daha kolay iÅŸ yapabilmek istiyoruz.
·Ä°ÅŸte 21 ülkeden gelen 47 Türkçe KonuÅŸan GiriÅŸimcimiz bu salonda! Misafirlerimize hep beraber hoÅŸ geldiniz diyelim.
Ä°leri teknolojiyi ülkemize getirmeye odaklandık.
·Biliyorsunuz, Türkiye’de, bir yılda 3 dönem eÄŸitimi ve ortak eÄŸitim sistemini ilk baÅŸlatan ve tek uygulayan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’dir. Åžimdi bu sistem ülkemize model oldu.
·TOBB ETÜ ileri teknoloji alanında da öncü bir üniversite oldu. Size birkaç örnek vereyim.
·Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir icadın ürüne dönüÅŸtüÄŸü ilk üniversite patentine sahip olduk.
·Üniversitemiz bünyesinde kurduÄŸumuz Avrupa’nın en büyük Teknoloji Merkezinde 17 bin feette uçabilen insansız hava aracı prototipini geliÅŸtirdik.
·Japonya’nın Nagoya Üniversitesi ile birlikte dünyanın en hızlı çalışan mikro iÅŸlemcisini ürettik.
·Kalkınma Bakanlığı’nın desteÄŸi ile dünyanın en büyük “su türbini test tasarım merkezi”ni kurduk.
·Bunların yanında ileri teknolojili ÅŸirketlerin kurulması için giriÅŸim sermayesi sektörünü destekliyoruz.
·Bu kapsamda Hazinemizle beraber ileri teknolojiye dayanan yeni giriÅŸimlere 100 milyonlarca lira yatırım yapacak bir fonların fonunu hayata geçiriyoruz.
·Türkiye’de ilk defa kurulacak bu büyük fonla yeni fikri olan, hızlı büyüme potansiyeli olan KOBÄ°’lerimizi destekleyip, büyüteceÄŸiz.
·Biyoteknoloji alanında çalışmalarımızı yoÄŸunlaÅŸtırdık. TOBB Biyoteknoloji Sektör Meclisi’ni kurduk.
·Çünkü Türkiye’de yüksek teknolojiye geçiÅŸin; biyoteknoloji, nanoteknoloji ve biliÅŸim teknolojileri gibi yatay teknolojilerinden geçtiÄŸine inanıyoruz.
·Bu yatay teknolojiler, tekstil, otomotiv, inÅŸaat gibi geleneksel birçok sektörü dönüÅŸtüreceÄŸi için son derece önemli.
·Bu maksatla Kalkınma Bakanlığı ile birlikte “TOBB YaÅŸam Bilimleri ve Biyoteknoloji Vakfı”nı kurmak için birlikte çalışıyoruz.
Artık hedefimiz teknolojiyi ithal etmek deÄŸil, üretmek.
Şirketlerimize verdiğimiz hizmetlerin kalitesini ve miktarını artırdık.
·KOBÄ°’lerimize, Kredi Garanti Fonu ve Ä°ÅŸ GeliÅŸtirme Merkezlerimiz ABÄ°GEM’lerle, ülke çapında verdiÄŸimiz desteÄŸi artırdık. 19 ABÄ°GEM vasıtasıyla, bir yıl içinde KOBÄ°’lere 1.200’den fazla danışmanlık ve proje hizmeti verdik.
·Mesleksizlik ve nitelikli eleman bulma sorununu çözmek için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, Milli EÄŸitim Bakanlığımız ve Ä°ÅžKUR ile birlikte, kamu ve özel sektör iÅŸbirliÄŸinin en güzel örneÄŸi olan UMEM Beceri'10 projesini baÅŸlatmıştık.
·Bu zamana kadar 170 bin iÅŸsize eÄŸitim verip meslek sahibi yaptık. 110 bin iÅŸsizi de iÅŸe yerleÅŸtirdik.
·UMEM Beceri’10 projesine sahip çıktığı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Faruk Çelik’e teÅŸekkür ediyoruz.
·Åžimdi diyoruz ki; Odalarımız ve Borsalarımız, UMEM Beceri'10 projesi ile mesleki eÄŸitimde tecrübe sahibi oldu.
·Biz, 365 Oda-Borsamız ile mesleki eÄŸitim sistemini üzerimize almaya hazırız.
·Ä°hracatımızın kolaylaÅŸtırılması için baÅŸlattığımız kara gümrük kapılarının modernizasyonuna devam ettik.
·Daha önce modernize ettiÄŸimiz 7 gümrük kapısına ilave olarak, Gürcistan’a açılan Çıldır-AktaÅŸ, Nahcıvan’a açılan Dilucu ve Ä°ran’a açılan Esendere ve Kapıköy kapılarını yapıyoruz.
·Öte yandan Türkiye’nin en büyük gümrükleme merkezi olan, ama hem Ä°stanbul hem de ihracatçılarımız için çileye dönüÅŸen Halkalı GümrüÄŸü’nü, Çatalca’da yeniden inÅŸa ediyoruz.
·Yenilenen gümrük kapılarımızla bekleme süresi yarıya indi.
·Türkiye, Lojistik Performans Endeksinde 9 sıra birden yükseldi.
·BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından tüm dünyaya örnek proje olarak gösterildik.
Türk iÅŸ dünyasının sesinin yurtdışında daha gür çıkması için küresel iliÅŸkilerimizi geniÅŸlettik.
·Avrupa Odalar BirliÄŸi Eurochambers’ın ve Ä°slam Ticaret-Sanayi Odasının BaÅŸkan yardımcılığını, dünyanın en büyük iÅŸ örgütü Milletlerarası Ticaret Odasının da yönetim kurulu üyeliÄŸini yapmaya devam ettik.
·GeçtiÄŸimiz yıl da dünyanın yeni yükselen bölgesi 27 ülkenin bir araya geldiÄŸi “Asya Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu”nun baÅŸkan yardımcılığına seçildik.
·Türkiye Odalar ve Borsalar BirliÄŸi, Yunanistan Ticaret ve Sanayi Odası, Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası bir araya gelerek, LefkoÅŸa Ekonomi Forumunu kurduk.
·Bu forum kapsamında tarihte ilk defa bu dört ülkenin iÅŸ dünyası kuruluÅŸları aynı masaya oturdu, aynı belgeye imza attı. Åžimdi de “LefkoÅŸe Tahkim Merkezi” kurma çalışmalarına baÅŸlayacağız.
·ABD ile AB arasındaki TTIP konusu iÅŸ dünyamızı yakından ilgilendiriyor.
·Amerika’nın en güçlü iÅŸ örgütü Amerikan Ticaret Odası ile birlikte, Türkiye’nin de bu anlaÅŸmada yer alması veya Türkiye-ABD arasında STA yapılması konusunda kapsamlı bir rapor hazırladık.
·Raporumuzu, önümüzdeki aylarda hem kamuoyu ile paylaşılacağız, hem de TOBB olarak ABD hükümeti ve Kongre’ye sunacağız.
Sosyal sorumluluk faaliyetlerine devam ettik ve kadim kültür mirasımıza sahip çıktık.
·Bugüne kadar 54 eÄŸitim tesisi inÅŸaatını tamamladık, tamamlıyoruz. 28 yeni eÄŸitim tesisinin de inÅŸa çalışmalarına baÅŸlıyoruz.
·BildiÄŸiniz gibi Ahilik, dünyadaki bütün oda sistemlerinin temeli olan ve TOBB olarak bizim de mirasçısı olduÄŸumuz bir kültürdür.
·Bu kültürü yaÅŸatmak için, KırÅŸehir’de yapımı devam eden Ahi Evran Külliyesinin inÅŸaatına büyük katkı saÄŸladık.
·Soma’daki madenci ailelerimiz için camiamızın katkılarıyla topladığımız 17 milyon liralık yardımı hükümetimize ulaÅŸtırdık.
·Ayrıca Ermenek’teki 18 madenci ailemize birer ev aldık.
·Çatışmalardan zarar gören Iraklı Türkmenlere ve Filistinli kardeÅŸlerimize, 25 tır yardım malzemesi gönderdik.
·Türk kültür hayatına; milli ÅŸairimiz Mehmet Akif, Türk ve Ä°slam mutasavvıfı Yunus Emre ve büyük üstat Necip Fazıl’ın eserlerini kazandırmıştık.
·Bu yıl da alanında yapılmış en büyük ve kapsamlı eser olan Dede Korkut Kitabını çıkardık.
·Selimiye Camii ve Mimar Sinan Vakfı’nı kurarak, daha önce restorasyonunu yaptığınız bu büyük ata yadigârının bütün bakım onarım masraflarını camia olarak üstlendik.
·Katkılarımızla tüm bu eserler biz var oldukça var olacak, ilelebet ayakta kalacak.
Bütün bu saydığım iÅŸleri ve daha sayamadığım pek çoÄŸunu, sadece geçtiÄŸimiz mayıs ayından bu güne kadar olan bir yıllık süre içinde yaptık.Bütün bunları 365 Oda-Borsamızın ve 1,5 milyon üyemizin desteÄŸi ile baÅŸardık. Bu camianın birlik, beraberlik ve kardeÅŸlik anlayışı sayesinde baÅŸardık. Ä°ÅŸte bu salonu dolduran sizlerle birlikte baÅŸardık.
Reel sektörümüzün önünü açan tüm bu faaliyetleri birlikte gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz eski Bakanımız sayın Hayati Yazıcı’ya camiam adına öncelikle teÅŸekkür ediyorum.Ayrıca, çalışmalarımızda hep yanımızda olan CumhurbaÅŸkanlarımıza, Meclis BaÅŸkanımıza, BaÅŸbakanlarımıza, CHP ve MHP Genel BaÅŸkanlarına, Bakanlarımıza, Milletvekillerimize ve bizimle birlikte emek veren, çalışan bürokratlarımıza, Türk iÅŸ dünyası olarak ÅŸükranlarımızı sunuyoruz.
1 ay sonra genel seçimler var. Bu seçimler ülkemizde daha parlak bir gelecek inÅŸasına baÅŸlangıç olmalı. Ülkemizin yıldızını yeniden parlatmalı, reel sektörümüze yeniden heyecan vermeliyiz.Türkiye’nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacı var. Yeniden bir yapısal reform gündemi oluÅŸturarak, yeni bir büyüme hikâyesi yazmalıyız. Firmalarımızın yaÅŸadığı çeÅŸitli sıkıntılara hızlı çözümler üretmeliyiz. Mesela kamu alımlarında milli sanayimize fiyat avantajı saÄŸlayan çok önemli bir düzenleme geldi. Olumlu yönde atılmış bu adım için hükümetimize teÅŸekkür ediyoruz. Seçimden sonra kurulacak yeni hükümetten ve parlamentodan da beklentilerimiz var.
KKDF’nin kaldırılması, özel sektör üzerindeki girdi maliyetlerin azaltılmasını saÄŸlayan cesur bir adımdı.Aynı cesur adımları damga vergisi, peÅŸin vergi ve elektrikteki TRT payı için de bekliyoruz. Ä°stihdam üzerinde yüklerin de rakiplerimiz seviyesine indirilmesi bekliyoruz. Sırtımızdaki yük kalksın, biz bu ülke için daha hızlı koÅŸarız. Vergi sistemi mevzuatı basit ve net olmalı ki, bürokratların keyfi yorumuna muhtaç kalmayalım. Üreten, alın teri döken müteÅŸebbisleri, bürokrasinin-denetçinin insafına bırakmayalım.
Ayrıca vergisini düzenli ödeyenlere sahip çıkalım ki, herkes vergi ödemeye teÅŸvik edilsin. Gelin vergisini aksatmadan ödemiÅŸ olanları ödüllendirelim. Yargı süreçleri mutlaka hızlandırılmalı. Zira gecikmiÅŸ adalet, adalet olmaktan çıkıyor. En basit davalar bile bir yıldan fazla sürüyor. Belirli bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkim artık zorunlu olmalı. Son dönemde görüyoruz ki iflas ertelemesi ve iÅŸ davaları giderek daha fazla istismar ediliyor. Buna karşı da tedbir alınmalı.
Belki de en önemlisi, iÅŸ adamı iÅŸini kanuna uygun yapacak. Düzgün çalışacak. Yapmadığında da hesabını verecek. Zaten veriyoruz. Peki, keyfi kararla haksız yere bir müteÅŸebbisin hayatını karartan bürokrat niye dokunulmaz olsun. Nasıl özel sektör yaptığı hatanın bedelini ödüyorsa, bürokrat da yaptığı hatanın bedelini ödemeli.
EÄŸitim alanında önemli yatırımlar yapıldı. Niceliksel kapasite artırıldı. Okul ve derslik sayısı arttı. Ama eÄŸitimin niteliÄŸi konusunda maalesef beklediÄŸimiz ölçüde mesafe alamadık. Bizim çocuklarımız; matematikte ve fende dünya sıralamasında bize yakışmayan yerde. Ekonomide bir üst lige çıkmak için mutlaka eÄŸitim kalitemizi artırmalıyız. Atatürk’ün dediÄŸi gibi; “Bir milleti hür, bağımsız, ÅŸanlı, yüksek bir toplum olarak yaÅŸatan da, köleliÄŸe, yoksulluÄŸa düÅŸüren de eÄŸitimdir”.
Sanayimizde de yapısal dönüÅŸüm ihtiyacı var. Zira ürettiklerimiz çoÄŸunlukla orta teknolojili ürünlerden oluÅŸuyor. Ä°leri teknoloji içeren ürünlerin payıysa bir türlü artmıyor. Åžimdi Almanya baÅŸta olmak üzere dünya, “sanayi 4.0”a geçiÅŸi, yani 4. nesil sanayiyi konuÅŸuyor. Yeni bir dönemin ayak sesleri duyuluyor. Makineler arası iletiÅŸim ve karar alma dönemi baÅŸlıyor. Bu yeni dönemde daha az insan müdahalesi, daha fazla otomasyon, daha hızlı karar alma, daha az stok tutma, daha verimli ve hızlı üretim ile pazara ulaÅŸma süreçleri gelecek.
Dördüncü Sanayi devrimi; parçalar, makineler ve insanlar arasındaki baÄŸlantıyı artıracak, üretim sistemlerini hızlandıracak. VerimliliÄŸi yükseltecek. Gelir düzeyini, istihdamı ve yatırımları hızla artıracak. Öyle ki, bu sürece geçmeyi baÅŸaran ülkeler, her yıl, diÄŸer ülkelere, 5 yıl fark atar hale gelecek. Türkiye’nin bu büyük deÄŸiÅŸimin dışında kalmaması gerekiyor. KiÅŸi başına 10 bin dolar gelirden 25 bin dolar gelire sıçramanın yolu da buradan geçiyor. Bu çerçevede “inovasyon’un önemi” konusunda hem fikiriz. Artık “nasıl inovasyon yapacağımıza” odaklanmamız lazım.
Devletimizle birlikte, biyo-teknoloji baÅŸta olmak üzere Türkiye’nin güçlü olabileceÄŸi alanları belirleyip, bir strateji çerçevesinde, el birliÄŸi ile çalışırsak, orta gelir tuzağını da aÅŸarız. Ülkemizdeki kısıtlı kaynakların, daha az katma deÄŸerli alanlar yerine, sanayi yatırımına yönelmesini saÄŸlamalıyız. Yüksek katma deÄŸerli sanayi faaliyetleri özel programlarla desteklenmeli. Sanayicimizin ihracat taşımalarına navlun ve akaryakıt desteÄŸi saÄŸlanmalı. OSB’lerin demiryolu baÄŸlantıları artırılmalı. Döviz kurlarındaki aşırı oynaklık, ÅŸirketlerimizin yatırım ve üretim kararlarını olumsuz etkiliyor. Buna karşı mutlaka önlemler geliÅŸtirilmeli.
OrtadoÄŸu’ya ve Kuzey Afrika’ya yaptığımız ihracatta, ulaşım hatlarında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu pazarlara ulaÅŸabilmemiz ve bu piyasalardaki hâkimiyetimizi koruyabilmemiz için ulaşım yollarının açık tutulmasına ve alternatif güzergâhların açılmasına ihtiyaç var. Bankalar her fırsatını bulduklarında, üzerimize maliyet yüklüyorlar. Eskiden sadece kredi faizleri ile oynarlardı. Åžimdi bir de iÅŸlem ücreti belası çıktı.
Kamu otoritesi ne kadar sınırlandırmaya çalışsa da bir yolunu buluyorlar. Bankalar! Unutmayın! KOBÄ°’ler varsa, siz varsınız! Artık bu vicdansızlığı, bu “hep bana”, “hep bana” anlayışını bırakın. Bu noktada çuvaldızı biraz da kendimize batıralım. KOBÄ°’lere de buradan bir çaÄŸrıda bulunmak istiyorum. Kısa vadeli günlük rutine sıkışıp kalınca insanlar gibi, ÅŸirketler de büyük resmi kaçırıyor. Yeni dönemin risklerini yönetip, fırsatlarını deÄŸerlendirebilmek için, KOBÄ°’lerimizin ölçeklerini, sürekli büyütmeleri gerekiyor. Bunun için tek yol birleÅŸmek ve ortaklık kültürünü öÄŸrenmektir. Yoksa çok ÅŸey kaybedeceÄŸiz.
2015 seçimleri Türkiye'nin yeniden ayaÄŸa kalkması için milat olmalı. Haziran’dan sonra önümüzde seçimsiz bir 4 yıl var. Bu fırsatı mutlaka deÄŸerlendirmeliyiz. Bu dönem sert tartışmaların geride kaldığı, güçlü reformların dönemi olmalı. Daha özgür ve daha zengin Türkiye için adımlarımızı hızlandırmalıyız. Öte yandan Yeni Meclisimiz AB üyelik sürecini canlandırmaya da odaklanmalı. AB üyeliÄŸi için gerekli olan iktisadi, siyasi ve sosyal kriterleri yakalamak, hepimizin ortak amacı olmalı. Ä°htiyaç duyulan reformlar, tüm partilerinin katılımı ve uzlaÅŸmasıyla süratle tamamlanmalı. AB üyesi bazı ülke liderlerinin vizyonsuz, haksız, kabul edilemez tavırlarına raÄŸmen, kendimiz için bunu baÅŸarmalıyız. Zira Türk halkı AB standartlarında yaÅŸamaya layıktır. Biz buna inanıyoruz. Bunu da baÅŸaracağız. Her ÅŸeyin temelinde, özgürlük var, demokrasi var. O yüzden demokrasiye sahip çıkacağız. GüçlendireceÄŸiz.
Büyük Camiamızın Kıymetli Mensupları
Türkiye’nin en büyük gücü, müteÅŸebbis ruhudur. O müteÅŸebbis ruhun asli temsilcileri bu salonda! Bizim doÄŸalgazımız, petrolümüz yok. Ama daÄŸları delen, ufkun ötesini gören, imkânsızı mümkün kılan cesur insanlarımız var.
Bizler karamsarlığa kapılamayız, bizler umutsuzluk içinde olamayız. Çünkü bizim ecdadımız vazgeçenler deÄŸil, destan yazanlardır!
Biz Türkiye’ye hizmet sevdasıyla gecesini gündüzüne katanlarız. Biz dualarla dükkânını açan, siftahını besmeleyle yapan, hamdolsun demeden kepenk kapatmayan tüccarlarız.
Biz helal rızık arayan, harama sırtını dönen müteÅŸebbisleriz. Biz “bu ülke bir lira daha zenginleÅŸsin” diye aylarını, yıllarını veren KOBÄ°’leriyiz, giriÅŸimcileriyiz, sanayicileriyiz Türkiye’nin.
Biz bu toprakların çocuklarıyız. 7 bölgeyiz, 81 il’iz, 4 mevsimiz. AÄŸrı Dağı’ndan, Menderes Ovası’na, Ä°nceburun’dan Ä°skenderun’a bu ülkenin bütün renkleriyiz.
Rahmetli Özal diyordu ki “Bizim insanımız ateÅŸ gibidir. DokunduÄŸu yeri yakar. Yeter ki engel olmayalım.” Ä°ÅŸte o engeller kalktıkça biz ürettik. Biz ürettikçe dünyayla rekabet ettik.
Biz dünyayla rekabet ettikçe, iÅŸçimiz kazandı, halkımız kazandı, Türkiye kazandı. Türkiye kazanmaya devam edecek.
Benim umudum var. Nereden nerelere geldik, daha da ileri gideceÄŸiz. Emekliyorduk, yürüdük, ÅŸimdi koÅŸuda herkesi geçeceÄŸiz.
Benim umudum var. Türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacak. Çalışacağız, üreteceÄŸiz, rekabet edeceÄŸiz, bu ülkeyi daha da zenginleÅŸtireceÄŸiz.
Benim umudum var. 500 milyar dolar ihracat yapacağız. Dünyada tanınan en az “10 Türk markası” üreteceÄŸiz.
Paris’in sokaklarını, New York’un caddelerini, Åžangay’ın meydanlarını Türk markalarıyla donatacağız.
Davamız Türkiye, sevdamız Türkiye. Allah’ın izniyle hep birlikte baÅŸaracağız. Aynı ruh aynı heyecan ile baÅŸaracağız!
Allah gönlümüzü zengin, emeÄŸimizi ve kazancımızı bereketli, milletimizin birlik ve beraberliÄŸini daim kılsın. Yolumuz açık olsun. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.”
-BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu ise konuÅŸmasında, "1991 seçimlerine giderken verilen popülist birtakım vaatler, Türkiye'yi 1994 ekonomik krizine yöneltti. 28 Åžubat'ın getirdiÄŸi olumsuz psikolojik atmosfer 3 parti koalisyonunda Türkiye'yi 2001 krizine yöneltti. Son 12 yıl içinde eÄŸer Türkiye, daralan dünya ekonomisine raÄŸmen büyümüÅŸse bunun arkasındaki temel saik demokrasidir ve siyasi istikrardır" dedi.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, TOBB ETÜ'de düzenlenen TOBB Genel Kurulu'nda konuÅŸtu.
Genel Kurulun Türkiye'nin genel ekonomik gidiÅŸatının da istiÅŸare edildiÄŸi son derece önemli bir forum olduÄŸunu, bu sene de çok anlamlı bir zamanlamayla Genel Kurul'da bir araya geldiklerini belirten DavutoÄŸlu, TOBB'u Çanakkale Savaşı'na atfen 100. yıl konseptiyle düzenlenen genel kurul nedeniyle kutladı, Çanakkale Savaşı'nda ÅŸehit düÅŸen bütün ecdada rahmet diledi.
- "İnsanlık onurunun, en kutsal unsurlarından biri insan emeği"
DavutoÄŸlu, son 8 ay içerisinde TOBB yetkilileriyle 9. kez bir araya geldiÄŸini iÅŸçi sendikalarıyla da yoÄŸun istiÅŸare içinde olduklarını belirterek, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün Türkiye'de iÅŸ barışının saÄŸlanmasına zemin teÅŸkil edeceÄŸine dair ümidini paylaÅŸtı.
Ä°nsanlık onurunun, en kutsal unsurlarından birinin insan emeÄŸi olduÄŸunun altını çizen DavutoÄŸlu, emeÄŸin hakkını vermenin hem devlet hem de özel sektör için bir ÅŸiar olduÄŸunu söyledi.
"Avrupa içinde Almanya, Fransa, Ä°talya'dan bir hat çekin, DoÄŸu Asya'da da Japonya, Çin ve Hindistan'dan, geri kalan Afro-Avrasya'nın en büyük üretim üssü Türkiye'dir" diyen DavutoÄŸlu, bu üretim üssünün çevredeki krizlerden etkilenmemesi ve bütün dünyaya ihraç pazarı olarak açılabilmesi için her türlü tedbiri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini söyledi. DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Nerede bir Türk giriÅŸimcisi varsa orada Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin konsolosu, büyükelçisi olacak. Nerede bir Türk giriÅŸimcisi varsa oraya THY sefer yapacak. Ä°ÅŸte bir ülkenin bütüncül kalkınma stratejisinin arka planında bu vardır. Sadece bir sektöre deÄŸil, bütün sektörlere ilgi gösterecek ve bu sektörel geliÅŸmeyi dünyaya yayma konusunda kararlı bir politika takip edeceÄŸiz."
- "Türkiye'de organize sanayi bölgesi olmayan ÅŸehir kalmayacak"
DavutoÄŸlu, bütün illerin daha fazla organize sanayi bölgesi istediÄŸine iÅŸaret ederek, bunun, "Türkiye'de üretim ÅŸevki kırıldı" diyenlere bir cevap teÅŸkil eden önemli bir gösterge olduÄŸunu bildirdi.
AK Parti iktidara geldiÄŸinde Türkiye'de 67 organize sanayi bölgesi bulunduÄŸunu hatırlatan DavutoÄŸlu, ÅŸu anda Türkiye'de 157 organize sanayi bölgesi olduÄŸuna dikkati çekti.
-CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu
CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu ise, "AB ile iliÅŸkilerde, sözüm söz, CHP iktidarında hiç öyle 'Yeni fasıl açacaklar, açmayacaklar' diye beklemeyeceÄŸiz. Bu ülkede birinci sınıf demokrasi için ne gerekiyorsa tamamını yapacağız. Sözüm sözdür" dedi.
KılıçdaroÄŸlu, TOBB 71. Genel Kurulu'nda yaptığı konuÅŸmada, kendisine konuÅŸma fırsatı verildiÄŸi için TOBB yönetimine yürekten teÅŸekkür ederek, "Sizlerle beraber olmayı onurlu bir görev olarak addediyorum" ifadesini kullandı.
TOBB'un genel kurullarında, bir anlamda Türkiye'nin sorunlarının tartışıldığını ve genel kurulların Türkiye, bölge ve dünya için önemli olduÄŸunu belirten KılıçdaroÄŸlu, "Az önce Sayın BaÅŸbakan konuÅŸtu. 'Biz ÅŸunları, ÅŸunları söylüyoruz. Siz ne söylüyorsunuz?' Ä°yi söyleyeceÄŸiz de burada olsaydın dinleyecektin. Ama burada deÄŸilsin. Ama sözüm söz. Sayın BaÅŸbakana, seçim bildirgemizi göndereceÄŸim. Ne söylediÄŸimiz orada gayet açık, gayet net yer alıyor" diye konuÅŸtu.
TOBB BaÅŸkanı M. Rifat HisarcıklıoÄŸlu'nun, 2002'deki Genel Kurulda yaptığı konuÅŸmayı anımsatan KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'nin büyük, güçlü, sözü dinlenen ve ufku geniÅŸ bir ülke olması gerektiÄŸini kaydetti.
"Siz Mısır'a, Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya, Ä°srail'e rahat gidebiliyor musunuz?" diye soran KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'nin dört büyük baÅŸkentte büyükelçisinin bulunmadığını, kendi bölgesinden soyutlandığını ifade etti.
BaÅŸkanlık sistemi tartışmalarına da deÄŸinen KılıçdaroÄŸlu, "Åžimdi bunun üzerine bir de Türk tipi baÅŸkanlık oluÅŸturmaya çalışıyorlar. Her ÅŸey bir kiÅŸiye baÄŸlı olacak. Valiyi, milletvekilini o atayacak, her ÅŸeyi o yapacak. O zaman kuvvetler ayrılığına hiç gerek yok. Ne yargıya ne yasamaya ne yürütmeye hiç ihtiyaç yok. Zaten baÅŸkanlık isteyen kiÅŸi de 'Yargı ve yasama benim için ayak bağıdır' demiÅŸti. Böyle bir tabloyu ben ÅŸahsen içime sindiremiyorum" deÄŸerlendirmesini yaptı.
Gerçek bir demokrasi isteniyorsa öncelikle yüzde 10 seçim barajının kaldırılması ve lider sultasının olduÄŸu Siyasi Partiler Yasası'nın deÄŸiÅŸtirilmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden KılıçdaroÄŸlu, üçüncü olarak da yasa dışı medya havuzu oluÅŸturulmasını deÄŸiÅŸtireceklerini söyledi.
-Başbakan Yardımcısı Ali Babacan
BaÅŸbakan Yardımcısı Ali Babacan da, "Seçim döneminde açıklanan bazı popülist içi boÅŸ vaatlere baktığımızda gerçekten çok üzücü, 12-13 yıl sonra Türkiye'de muhalefet keÅŸke bu noktaya gelmeseydi" dedi.
Genel Kurulda konuÅŸan Babacan, Türkiye'nin kritik bir dönemde kritik bir coÄŸrafyada kendi alnının teriyle ekonomisini ilerleten demokrasisini güçlendiren bir ülke olduÄŸunu belirterek, dünya konjonktürünün kritik olduÄŸunu, bugün itibariyle geliÅŸmiÅŸ bir çok ülkede büyüme görülemediÄŸini, geliÅŸmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının da düÅŸtüÄŸünü bildirdi.
Babacan, Suriye'de iç savaÅŸ, Irak'ta son derece istikrarsız bir tablo olduÄŸunu, Rusya ve Ukrayna ekonomilerinin daralacağını ifade ederek, hem Türkiye'nin içinde bulunduÄŸu jeopolitik ortamın hem de dünya ekonomisinin Türkiye için ÅŸartları zorlaÅŸtırdığını kaydetti.
Türkiye ekonomisinin bütün bunlara raÄŸmen büyümeye devam ettiÄŸine dikkati çeken Babacan, büyümenin kompozisyonunun daha sıhhatli hale geldiÄŸini vurguladı.
Babacan, özel sektörün lokomotif olduÄŸu bir ekonomik kalkınmadan yana olduklarının altını çizerek, Türkiye'de ekonomik istikrarın mutlaka siyasi istikrara dayanması gerektiÄŸini belirtti.
Türkiye'nin AB sürecinde siyasi alanda yaptığı reformların pek çok alanda tabloyu deÄŸiÅŸtirdiÄŸine dikkati çeken Babacan, 2002 yılındaki Türkiye ile bugünkü Türkiye karşılaÅŸtırıldığında, demokrasisinin de, ekonomisinin de ilerlediÄŸini ancak yapılanların yeterli olmadığını söyledi.
-MHP Grup BaÅŸkanvekili Oktay Vural
MHP Grup BaÅŸkanvekili Oktay Vural da yaptığı konuÅŸmada, "Sayın BaÅŸbakan yeni bir anayasa taahhüdümüzdür' dedi. Vural, “Yeni anayasa ile ilgili sözler ne kadar zamandır veriliyor? Yeni anayasada bir arpa boyu yol alınamadı. Yeni anayasa 7 Haziran seçimlerinde olacak diyor. Sayın BaÅŸbakan yeni anayasa ile birlikte eski söylemleri tekrar ediyor" diye konuÅŸtu.
Vural, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü: "Gönül isterdi ki Sayın BaÅŸbakan çözüm meselesini TOBB Genel Kurulu'na aktarsaydı da milletimiz çözümün ne olduÄŸunu öÄŸrenseydi. Tavrımız gayet açık ve nettir. Herkesin anadiline saygı duyuyoruz. MHP olarak entegrasyondan yanayız. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır diyenlerdeniz. Partinin devleti olmaz, devlet herkesin devleti olmalıdır."